Ethereum mu Bitcoin mi?

Bitcoin 2017’nin yıldızıyken 2018’in başlamasıyla Ethereum uçuşa geçecek gibi gözükmeye başlamıştı. Cesaret verici bir başlangıçla şu an piyasa değeri en yüksek üçüncü dijital para olan Ethereum Ocak ayından Nisana kadar ortalama %74.7 artış göstermişti. 10 Ocak itibariyle 1369,78 USD değerini görmüşken 23 Ağustos itibariyle 274 USD seviyesine geriliyordu. Bu sayfa kaleme alındığındaki figür ise 109 USD idi. Ethereum dalgasına kapılmış olanlar bu yüzden gergin bir bekleyiş içerisinde sıkı sıkıya Ethereum’un direksiyonuna tutunmuş durumdalar.

Bitcoin de bu sene boyunca aşağı yönlü bir değer grafiği çizdi. 5 Ocak’ta yılın en yüksek seviyesi olan 17627,40 USD’yi gördükten sonra başlayan düşüş uzun süre 6binler civarında gezinse de son 10 günlük kayıplarla beraber bu yazı yazılırken 3784.04 USD’den fiyatlanıyordu.

Bitcoin’in de Ethereum’un da böylesi görece düşük değerlere inmişken birinin diğerinden daha iyi olduğunun kıyası yapılabilir mi? İsterseniz öncelikle temele inelim. Bitcoin’le kıyasladığınızda Ethereum’un dili Turing tam bir dil ve blok süresi – yani bir işlemin tamamlanmasının adığı vakit – daha kısa. Bitcoin’in ölçeklenebilirlik sorununun önündeki en büyük handikaplardan biri olduğu neredeyse herkesin malumu artık. Bitcoin’in bloklarında 1 MB sınırı var ve bu da Bitcoin blockchain’indeki blokların ancak 1 MB veri ile dolu olabileceği anlamına geliyor. Ethereum için de benzer sıkıntılar söz konusuyken ölçeklenebilir bir çözüme ulaşmak, örneğin sharding (veri bölme) yoluyla şimdiden imkan dahilinde bulunuyor. Aynı zamanda Ethereum ağı üzerindeki Dağıtık Uygulamalar (Dapps) sayıca arttıkça Ethereum da gelişiyor olacak. Ethereum, Bitcoin ile kıyaslandığında artı kefesine aynı zamanda kimi piyasa analistleri tarafından “en çok kullanılan” ve “en stabil ağ” olması da yazılabiliyor.

Yani Ethereum pazarındaki algılanan değer azalıyor gibi gözükse de teknolojinin öz değeri zamanla artış yaşamaya devam edecek. Bunun kripto para piyasalarına yansıması ve onlarca tanınması konusunda kati bir yargıya varmak imkansız olsa da bunlar gerçekleştiği takdirde payende olacak gerçekler gayet mevcut ve göz önünde olacak.

Peki hâlâ dünyanın en kıymetli kripto parası olan Bitcoin’e yatırım neden yapılsın? Açıkçası Bitcoin her zaman ilk göz ağrısı olmanın ayrıcalıklarını tadacak ve blockchain evreninin en ünlüsü olmanın faydalarından geri kalmayacak. Bitcoin Google’da en çok aranan kelime ve aynı zamanda saldırılabilecek alanı Ethereum’a göre daha dar olduğundan daha güvenli de oluyor.

Ethereum’un aksine Bitcoin’in iki dev para sahibi var: Winklevoss ikizleri ki kendileri Facebook’un başlangıcındaki rolleriyle de tanınıyorlar. İkizler Bitcoin’e yatırım yaparak milyarder olmuşlardı ve servetlerinden öylece vazgeçecek gibi de görünmüyorlar. Winklevosslar bir Bitcoin Borsa Yatırım Fonu (ETF) kurulması için iki kez girişimde bulundular ve Ağustos 2018’de de kendi kripto para organizasyonları olan Virtual Commodity Association’ı da kurdular.

Bütün bunların anlamı Bitcoin her zaman “içeriden” destekli olacak ki bu temelli çökmesi gibi beklenmedik ve katastrofik bir senaryonun önündeki en büyük dalgakıran ve aynı zamanda da kripto paranın yasallaşarak daha fazla etki alanına sahip olmasının da en büyük payendesi. Winklevoss’ların piyasa takipçilerini Bitcoin’e yatırım yaparak tekrar artış kaydetmesi yönünde ikna edebilecekler mi göreceğiz.

Hepsi bir yana, henüz 2018 Bitcoin veya Ethereum veya herhangi başka bir sürüsüne bereket kripto para için sona ermiş değil. Ama şu anki manzara, Bitcoin ve Ethereum fiyatlarının bir satın alma fırsatı mı yoksa hala fırsat varken yatırımın yönünü başka yönlere sürmeye dair işaretler mi barındırıyor, kestirmek güç. Fakat her ne olursa olsun, bir noktada bu iki nevi şahsına münhasır teknolojinin kripto para baharı yaşayacağı da âşikâr.

Bir cevap yazın